Amaçlar Benzer Yüzyıllar Farklı
İrade Terbiyesi-Jules Payot/Bir Ömür Nasıl Yaşanır?-İlber Ortaylı
Kitaplarımı karıştırırken, iki kitabın masalsı bir şekilde yan yana durduklarını gördüm. Neden bu hafta iki kitaptan bahsetmeyeyim dedim ve bu yazı ortaya çıktı.Bu kitapların arasında yüz yıl var.İkisinin de amaçları; gençlere ya da bilginin ışığından gitmek isteyenlere tavsiyeler vermek. Ve ikisinin de diğer bir ortak özelliği ise; zaman zaman sıkıcı olabilmeleri ve tekrara düşmeleri.19. yüzyılın ortalarından, pedagog Jules Payot diğeri günümüz Türkiye’sinde ve hala yaşamakta olan tarihçi İlber Ortaylı.
Kaç yaşında olursanız olun “keşke daha erken okusaydım” dedirtecek tavsiye kitapları. Sanki kitaplar bunu dedirtmek için yazılmış. Jules Payot’un İrade Terbiyesi ve İlber Hoca’nın Bir Ömür Nasıl Yaşanır? kitaplarının böyle bir yan etkisi var. Sıkıcı ve tekrar etme konusunu hemen açmak isterim. Çünkü ikisi de sevdiğim kitaplardır. Şöyle hayal edin; dedeniz, siz konuşulanları anlamaya başlar başlamaz, size tavsiyeler verme görevini üstleniyor. Siz -doğal olarak- bu yıllar içerisinde, devam eden tavsiyelerden ara ara sıkılıyorsunuz, malum yaş farkı,dönem farkı… Tabi büyüdükten sonra anlıyorsunuz, dedenizin ünlü ve bilge olduğunu orası ayrı. Benim durumum, hemen hemen böyleydi. Bu iki üstada saygımız sonsuz ama ne yazık ki göz kapaklarımın açık kalma süresi de aynı olsaydı keşke.
Jules Payot’un İrade Terbiyesi kitabında, gençlere disiplinli çalışmanın neler getirebileceğini ve önündeki engellerden nasıl kurtulabileceği ile alakalı birçok tavsiyeler ve örneklendirmeler geçiyor. Benim kitapta en sevdiğim kısım; öğrenciye hala aynı şekilde dayatılan, her şeyi bilme sorumluluğunu eleştirmesi.Bu kadar eski bir kitabın böyle duyarlı bilgiler vermesi ve mantığa dayandırması; öğrencileri insan olarak kabul etmesiyle gönlümde taht kurdu. Bazı yerlerde tekrara düşse de, kitap kısa olduğundan sizi çok zorlamadan azad ediyor, İlber Ortaylı’nın aksine… Tam adı Bir Ömür Nasıl Yaşanır?Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler olan, kitabımızın bir bölümünde; tekrarımız affola tarzında ifadeler var. Sanki İlber Ortaylı da biraz bana katılır gibi :)) . Bundan daha ziyade, benim en çok sıkıldığım nokta, röportaj tarzında yazılmış olmasaydı. Konu bütünlüğünden yana olduğum için, çok fazla kendimi kaptıramadım bu tarza. Yaşından dolayı ya da büyük bir kitlenin İlber Ortaylı’nın röportajlarına ilgisinden dolayı, böyle bir tarz da seçilmiş olabilir, bilemiyorum. Bildiğim bir şey var; içindeki bilgiler,tavsiyeler ve ipuçları not edilesiydi. Tavsiye edilen kitaplar yazarlar, yaşam taktikleri, dünyanın dört bir yanındaki tarihi yerler, müzeler… Sayamayacağım kadar bilgi. Yürüyen ansiklopedi İlber Hoca’dan.
Okurken geç kalmışlık hissi sizi yakalasa da, devam edecek gücü yine o baktığınız sayfalarda bulabileceğinize inanıyorum. Hayat bizim, yaşam rehberine ihtiyacımız yok, fakat kaliteli birkaç tavsiye, çoğu zaman hayat kurtarıcı olabiliyor. Tabii kaliteli bir uykunu ardından…
Saygılar Sayın Okur.