Seninle Başlamadı
DNA’ mızda gözlenemeyen, fakat yaşamımız süresince, çevresel faktörlerden etkilenerek, gen ifade değişikliklerine; ‘Genler Üstü Genetik’ anlamına gelen Epigenetik deniliyormuş. Atalarımızdan geçen irsi şeylerin, bilimsel olarak kanıtlanmış hali. Kısacası; antik çağlardaki gibi hala dışarıdaki seslerden korkan, mağaradaki ilkel kadın ve erkekleriz. Epigenetik bize bunu söylüyor maalesef. Korkularımız, alışkanlıklarımız, seçtiğimiz yollar, işler, insanlar… Hepsi ama hepsinin, kalıtımsal bir boyutu olabiliyormuş! İşte! Böyle anlarda, kaderci olmaya mı başlasam diyorum. Çünkü, aklımı talan eden sorulara, cevaplarım gün geçtikçe azalıyor; Nerede özgür irademiz? nerede ‘Ben’ liğimiz?… Hali hazırda, kendi şeytanlarımın nereden türediğini çözmeye yeni başlamışken, bir de aile büyüklerimin işin içine dahil olması, gözümü korkutmadı değil. Beni bu korkulara iten, bilimsel araştırma görünümlü, kişisel gelişim kitabı; Çekirdek Dil Yaklaşımının yaratıcısı, Psikolog Mark Wolynn imzalı Seninle Başlamadı kitabı sebep oldu. Birkaç yazımı okuyan bilir. Popüler şeylere alerjim olsa da merakıma yenik düşüp, hep denemişimdir. Kişisel gelişim kitapları da bu listenin içindeler :’) .
Sosyal hayattan yıllar boyu soyutlanmışsanız ve toplum içine ilk defa çıkacaksanız eğer; evet! O zaman kişisel gelişim kitapları işinize yarayabilir, zira diğer türlü, Netflix yapımı Türk film ve dizilerine dönüşüyor bu kitaplar. Hevesle başlanılan, hayal kırıklığıyla yarım bırakılan… O kadar ki; bir zamanlar bize özgüven, adrenalin patlamasına sebep olacak kadar, gaza getirici tarzda yazılan bu kitapların, yavaş yavaş iletişim temelli kitaplara dönüşmesine şahit oldum. Editörler sonunda, gereksiz özgüven pompalamasının, insanın kişisel gelişimine katkı sağlamadığını, yıllar içinde anladılar. Şu anki popüler olan türü ise; Kendinyappsikoterapi kişisel gelişim kitaplarıdır. Yani; psikoloji bilimiyle alakalı gibi başlayıp, kişisel gelişim zırvalıklarıyla harmanlanan editör kitapları. Seninle Başlamadı da bunlardan diyorum, çünkü; reklamları bütün dertlerimize çare, can simidi misali girdi Türkiye gündemine. Aslında Mark’ın web sitesinde; “Kitap, okuyucuları bir kendini keşfetme ve iyileşme sürecine yönlendirerek, çocuklarında veya aile geçmişlerinde çözülmemiş travmalarla bağlantılı olan endişelerin ve korkuların dilini tanımlarına yardım ediyor.” Diyerek, kitabı ulaşılabilir bir rehber, bilimsel kanıt olarak sunduğunu açıklıyor. 26 dile çevrilmiş olan bu kitabın, aslında biz basit ve yolunu kaybetmiş insanlar için, yol gösterici olduğunu bir mesih edasıyla anlatmış. Aslında yol gösterici olmasına lafım yok. Hatta kitapta, küçük etkinlikler var; kendi kalıtımsal aile travmalarımızı keşfetmemiz için. Mark Wolynn, Elon Musk gibi bildiklerini daha yaşanılabilir bir toplum için bizlerle paylaşıyor. Kalıtımsal Aile Travmamız olup olmadığını, keşfettiği Çekirdek Dil metodunu anlatarak, sorunlarımızı çözmemize rehberlik ediyor. Bu süreç, çok ilgi çekici bir deneyimdi Sevgili Okur. Daha ilgi çekici olan kısmı ise; Mark Wolynn’nın, senelerce biriktirdiği danışanlarının fantastik hikayeleri. Fantastik diyorum çünkü, gerçekten bir yerlerden cadılar, büyücüler fırlayacakmış gibi hissettiriyor, yaşanılan kalıtımsal aile travmaları…
Seninle Başlamadı kitabı; psikoterapiye yönlendirme rehberi olarak yazılmış, çevirisi gayet iyi, telkin edici, hafif bir kitap. İçinde geçen bazı hikayelerle mest olabilir ya da Çekirdek Dil Yaklaşımı hakkında temel bilgileri edinebilirsiniz. Sorunlarınızın sizinle başlamadığına dair sizi ikna edebilir. Hatta sırtınızdaki yükü hafifletebilir. Sonuçta kitabın okuyuculara ilk söylediği şey; ‘Seninle Başlamadı!’ yani ‘Tek suçlu sen değilsin!’ oluyor. Sizler de olur diyorsunuz. Yeter ki yüküm hafiflesin. Hatta travmalarınıza yaklaşıp kesin bir evet çekiyorsunuz ‘Benimle başlamadı ki!’ diye. Ama size o kör noktayı vermemekte kararlı kitap. Bütün bunlar, aileniz içinden neden size denk geldi? Neden sizsiniz?
Aslında neden; sizsiniz.
Bazen, en sonda söylenmesi gereken şeyi ilk başta söylemek, çözüme kestirme bir yol açabilir. Tabii ki de neden tam olarak siz olamazsınız, bu bilimsel bile değil. Ama aynı zamanda, bunu görmezden gelmek de bilimsel değil. Kitabın bu şekilde, realistik devam etmesini tercih ederdim. Zira, böyle pozitif başlıklı bir kitabın içinde kendi hatalarınızı bulmak ağır gelebilir. Yüz puanla başlayıp, her sayfada sayı düşerek devam etmek sadistçe bir yaklaşım.
Saygılar Sevgili Okur.